|
|
 |
Genç bir adam haftasonu gölde balık tutuyordu. Oltasına değişik bir
balık takıldı. Onu da sepetine, tuttuğu öteki balıkların yanına attı.
Fakat beklenmedik birşey oldu ve bu değişik balık, zıplayıp, konuşmaya
başladı. "Beni hemen göle atarsan gerçekleşmesini istediğin üç
dileğini yerine getireceğim" dedi.
Genç adam dudak kıvırdı. "Yalnızca üç dilek mi?" diye sordu.
Genç adamın kafasından son model ve en pahalı arabalar, deste deste
paralar, güzel güzel kadınlar geçti.
"Üç dilek bana yetmez konuşan balık" dedi. "Gel anlaşalım; sen beş
dileğimi yerine getirir, ben de seni göle geri atayım."
Konuşan balık pazarlıktan hoşlanmadı. "Kusura bakma, dostum" dedi.
"Yalnızca üç dileğini yerine getirebilirim."
Genç adam, eline geçen bu fırsattan sonuna dek yararlanmaya bakıyordu.
"Madem beş dileğimi yerine getiremiyorsun" dedi. "O halde dört dilekte
anlaşalım."
Konuşan balık, bu kez zayıf bir sesle karşılık verdi. "Üç dilekten
fazlasını yerine getirebilmem olanaksız" dedi.
Genç adam üç dilek mi tutmalı, yoksa gölde bu balık gibi başka
balıklar da var mıdır diye düşünürken sonunda kararını verdi. "Peki,
sen kazandın konuşan balık" dedi. "Anlaştık... Üç dilek tutmayı kabul
ediyorum."
Onun bu sözlerine konuşan balık karşılık vermedi. Genç adam balık
sepetine döndü, baktı... Biraz önce konuştuğu balık artık yaşamıyordu
|
|
|
 |
|
|